Çocuk ve İletişim

Herkes der ki “Benim çocuğum asla yalan söylemez, benim çocuğum asla kıskanmaz, benim çocuğum eşyalara asla zarar vermez, arkadaşlarıyla kavga etmez…vb.”

Ne zor şey çocuk olmak! Fiziksel engellerden tutun da duygusal engellere kadar yaşamın ilk  yıllarında çocuk olmak zordur. Şunu asla unutmamız lazım, ebeveyn olmak bizlere zaman zaman ne kadar zor geliyorsa, çocuk olmak da çocuklarımıza bir o kadar zor gelebiliyor.

İletişim nedir? 

İletişim, birbirini dinleme ve karşılıklı konuşma sanatıdır. Kaçımız birbirimizi gerçekten dinliyoruz? Kaçımız bu sanatı doğru kullanabiliyoruz?  Mesela çocuğunuzun her türlü sorununu dinlersek, söylediklerini ne kadar gerçek dışı bulsak bile sonuna kadar dinlersek bu gerçek bir iletişimdir. Gerçekten dinlemektir, “DİNLİYORMUŞ” gibi yapmak değil! Onu gerçekten yürekten ve can kulağıyla dinlemek, onu anlamaya çaba sarf etmek, dinlediğinizi ona hissettirmek iletişimin ana kurallarıdır. Bu, karşımızda kim olursa olsun değişmez altın kuraldır. 

Ebeveynler aslında kendilerinin olmasını istediği gibi çocuk yetiştirmeye çalışırlar. Her bir davranışıyla örnek olsun isterler, sergiledikleri iyi davranışlarıyla parmakla gösterilsin isterler. Ama bunları isterken, kendilerine bakarlar mı ? Öz eleştiri yaparlar mı? Örneğin, çocuğu istenmeyen bir davranış sergilendiğinde veya o an hoşa gitmeyen bir şey söylediğinde onu suçlayarak konuşma, emir verme ve yönetmeye çalışma, tehdit ederek konuşma çocukta gittikçe yerleşen yaralara sebep olabilir. İletişimde sürekli olumsuz tavırla karşı karşıya kalan çocuk hırçınlaşır, üzülüp ağlar, hatta yetersiz ve değersiz hisseder, içine kapanabilir. Hangi anne baba çocuğuna bunu yapmak ister?  Örneğin kriz anında “sen de zaten hep ağlarsın” dediğinizde çocuk ağlamaktan dolayı suçluluk duyacaktır ve bununla birlikte öz güveni zedelenecektir. Çocuk aslında ağlayarak  o andaki olaya karşı tepkisini koymaktadır ve bu tepkisi karşı taraf tarafından engellenmiştir. Bu engellemelerin sayısı arttıkça, çocuk zamanla yaptıklarından ve ağlamaktan suçluluk duymaya başlayacaktır. 

Başka bir örnek verecek olursak çocuğunuza “Eğer bir daha böyle davranırsan ,parka gitmeyeceğiz” dediğinizde, çocuğu yalan söylemeye bir adım daha yaklaştırmış olursunuz. Yalan söylemeye teşvik edilen çocuk aynı zamanda korkmaya da başlayacaktır. Bu örnekler elbette çoğaltılabilir ama maalesef ortaya çıkacak olan ortak nokta kurulamayan iletişim olacaktır.

Ne Yapmak Lazım

Ebeveyn olmak her zaman kolay olmayabilir, kabul! Ama her fırsatta eleştirmek ve dinlememek bu işi daha da kolaylaştırmayacaktır. Günün sonunda kafayı yastığa koyduğunuzda şöyle bir düşünün, bazı soruları sorun kendinize; 

Bugün çocuğumla nasıl vakit geçirdim? 

Bugün çocuğumla geçirdiğim zaman diliminde en mutlu olduğumuz an neydi?

Birlikte ne yaptık?

Çocuğum birlikte geçirdiğimiz zamanın sonunda yanımdan nasıl ayrıldı? Mutlu mu, mutsuz mu? 

Aslında gerçek iletişim çok kolay ! Sadece özveriyle ve elindeki işi bırakarak dinlemekten geçiyor. Empati kurmaktan geçiyor. Önce dinleyeceğiz, gerisi kendiliğinden gelecek.

Anne ve babalar çocuklarını dinlediklerinde, çocuk kendini  önemli ve değerli hissedecek, tıpkı bizim gibi. Annem ve babam beni anlamaya çalışıyor diye düşünecektir. Çocukluktan gelen ve oluşan bu düşünce şemaları ise ileride çocuğun kişiliğinin en temel yapı taşlarını oluşturacaktır. 

Çocuğumuzu ne kadar çok dinlersek, sevgimizi de o kadar çok göstermiş oluruz. Çocukla ne kadar çok vakit geçirdiğimiz değil, on dakika bile olsa geçirdiğimiz vaktin “kaliteli” olması önemlidir. Bu kaliteli vakti ise konuşarak, dinleyerek, dinlerken gözlerine bakarak, yüzüne bakarak elde edebiliriz. Muhakkak oyun oynamak değildir kaliteli vakit geçirmek. Kimi zaman gününün nasıl geçtiğini sormaktır, o gün onu en çok neyin mutlu ettiğini sormaktır, o gün en çok ne zaman mutsuz hissettiğini sormaktır, duyguları hakkında konuşmaktır.

Unutmayın ki insanlar bildiklerine göre değil, gördüklerine göre hareket  ederler.

Yazar : Psikolog İrem Bekar


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir