Evlat Edinme Kararı Vermem

7 Aralık 2018, benim için unutulmaz bir tarih! Yeni hayatımın ilk günü, hayatımın dönüm noktası. Elinden tuttum, kendi hayatıma kattım. Ben de onun hayatına katıldım. Baba ve oğul olarak yaşayacağımız uzun bir ömrün ilk adımını, yuva dışına beraber attık.

Şimdi bu tarihten yaklaşık 3 yıl öncesine gitmek istiyorum. Evlat edinme kararını nasıl verdim?

Bir şekilde ilişkilerim evlilikle sonuçlanmadı, ilerisi de benim için bir bilinmezdi. Artık 42 yaşındaydım. Çocuğumun olması için mutlaka evlenmem mi gerekliydi? Çocukları çok seviyordum ama yakınlarımda evlat edinenler olmasa bu fikir aklıma gelir miydi? Gelse bile başvurmaya cesaret edebilir miydim, bilmiyorum!

Yakın arkadaşlarımdan birisi, 2011 yılında (hangi aydaydık hatırlamıyorum), bir gün bana geldi ve “Sana çok önemli bir şey söyleyeceğim” dedi. “Ben evlat edinmek istiyorum, bana bu konuda destek olur musun? ”. Önce büyük bir şaşkınlık, sonra büyük bir sevinç, karışık duygular! Aklımın ucundan geçmezdi böyle bir şey olacağı. Elbette diye cevapladım. Sonrası ise heyecanlı bir bekleyiş. Ancak o zamanlar daha az mı prosedür vardı bilmiyorum ama başvuru sonrası yaklaşık 1 yıl içinde arkadaşım çocuğuna kavuştu. Çocuğunu evine getireceği gün, yuvaya beraber gittik arkadaşımla. Kalbimiz güm güm atar halde müdür odasında sessizlik içinde beklerken, bir süre sonra minik adam görevlinin elinden tutmuş yanımıza geldi. Müthiş bir duygu yoğunluğu içindeydik. Gözlerimiz dolu dolu prosedürleri tamamladıktan sonra, kucağımıza aldık yakışıklıyı. Arabaya bindik ve eve geldik. Hepsi bu kadardı!

Farkında değildim fakat evlat edinmek ve tek başına çocuk yetiştirmek, o zamanlar  bilinçaltıma yazılmaya başlamıştı, hatta muhtemelen o gün!

Arkadaşımın çocuğu ile olan ilişkisi, benim çocuğuyla olan ilişkim zaten mevcut olan çocuk sevgimi iyice depreştirdi. Gel zaman git zaman derken, 2016 yılı başlarında neden ben de başvurmayayım demeye başladım. İlk işim elbette kanuna bakmak oldu. 2002 yılında değişen medeni kanunun evlat edinme şartları sayesinde bekar erkekler de evlat edinme için başvuruda bulunabiliyordu. Resmi tarafta sorun olmayınca, daha detaylı düşünmeye başladım. Manevi olarak, maddi olarak hazır mıydım? Ailemi ikna edebilir miydim ? Çevrem ne derdi ? İşyerinde problem yaşar mıydım? Hayatımda bazı fedakarlıklar yapmaya hazır mıydım ? 42 yaşındaydım ve o zamanlar kanunda yer alan “Evlat edinilen çocukla evlat edinen arasında maksimum 40 yaş olmalı” kuralı, biraz da acele etmem gerektiğini düşündürüyordu (neyse ki bu kural daha sonra kaldırıldı).

2016’nın Mayıs ayına geldiğimizde artık kesin kararımı vermiştim, evlat edinme başvurusu yapacaktım. Önce yakın arkadaşlarıma ve iş yerindeki çalışma arkadaşlarıma kararımı bildirdim. Ne mutluyum ki hiçbir olumsuz tepki görmedim. Hatta bilakis, hepsi beni çok destekledi. Kolay kısım bitmişti, şimdi asıl beni düşündüren bölüme gelmiştim !

Ailemi İkna Etmek 

Önce en büyük abimle konuştum ve tam da beklediğim gibi “Serkan iyi düşündün mü, büyük sorumluluk ama kesin kararlıysan ben elbette senin yanındayım” dedi. Diğer abilerim ve yengelerim de tamamen aynı tepkiyi verdiler, çok da sevindiler. Sıra en zor kısım olan annemi ikna etmeye gelmişti (babamı 2005 yılında kaybettim) . Annem her zaman en büyük abimi daha fazla dinlemiştir, daha doğrusu fikirlerine daha çok değer verir. Bunun sebebi de muhtemelen babamı kaybettikten sonra abimin ailemizdeki “baba” figürü olması. Ben de bunu bildiğimden, anneme kararımı abimlerde ailecek yaptığımız bir kahvaltı esnasında bildirmek istedim. Abimin desteği çok önemliydi. Kahvaltı sonralarına doğru anneme “sana bir şey söylemem lazım” deyip, artık ne olacaksa olsun diyerek lafı eveleyip gevelemeden olduğu gibi söyledim, “Ben evlat edinme başvurusu yapacağım”. Bir sessizlik oldu, sonra annem beni tebrik etti! Nasıl yani dedim kendi kendime, bu kadar kolay olamazdı. Klasik bir Karadeniz kadını olan annem, hemen nasıl destek verirdi. Çok şaşırdım ve çok da sevindim tabii ki.

Ancak sevincim fazla uzun sürmedi. Akşam annemden bir telefon geldi. Tahmin ettiğim gibi olayın şokuyla o an ne diyeceğini bilememiş, evlat edinmeye karşı değilmiş ama önce neden kendi çocuğum olmuyormuş, sonra yine istersem evlat edinebilirmişim. Birkaç gün bu konuşmalarla ve benim annemi ikna çabalarımla geçti. Peşi sıra gelen hafta sonu, annemde yaptığımız kahvaltıda artık çok net bir tavırla “Anne, ben evlat edinmeyi çok istiyorum ve başvuru yapacağım. Sen de benim yanımda olursan çok mutlu olurum” dedim ve konuyu uzatmadan kısa kestim. Abimler de bu son konuşma esnasında yanımdaydılar ve annem de bir süre sessiz kaldıktan sonra nihayet “peki oğlum” dedi. Sanki omuzlarımdan tonlarca yük kalkmış gibiydi. Hani kendinizi bazen kelebekler kadar hafif hissedersiniz ya, eve uçarak geldim adeta! Bu arada şunu da belirtmek isterim ki, annem oğlum hayatımıza girdiğinden beri onu adeta taparcasına seviyor. 1 hafta göremezse çok özlüyor. Bazen içimden “Eee anne, hani başta itiraz etmiştin sen” demek geliyor ama sadece gülümsüyorum çünkü sonucun böyle olacağını baştan biliyordum zaten.

Elinde yeşil balonu, yuvanın penceresinden bakarak yolumu gözleyen bir çocuğum olduğunu hissetmeye başlamıştım artık.

Tavsiyem

Detaylı düşündükten sonra evlat edinme veya koruyucu aile olma kararı alanlar, eğer itiraz varsa, ailelerini ikna etmek için mutlaka ailenin diğer fertlerinden veya yakın akrabalardan destek alsınlar. Destek alınan kişilerin, aileniz tarafından çok sevilip fikirlerine değer verilen kimseler olması çok önemli. Diğer husus da, kesin kararlı olduğunuzu hissettirmek. Ne olursa olsun geri adım atmayın. Ancak ailenizle de tartışmayın elbette. Evlat edinmek ve sonrasında mümkün olduğunca en iyi şekilde çocuk yetiştirmek uzun ve zorlu bir yol. Ailenize her zaman ihtiyacınız olacak. Zaten kurum da, çocuğun geniş bir aile içinde yetişmesini tercih ediyor. Bu sebeple, köprüleri yakmadan ve tartışmaya girmeden, sadece konuşarak kararınızın arkasında durun. Emin olun sonunda ikna olacaklardır. Çocuğunuz hayatınıza girdikten sonra ise aileniz de en az sizin kadar torunlarını sevecek ve çok mutlu olacaktır, eminim.

Yazar : Kalptenbaba

 

2 Responses

  1. Sıcacık hikayeniz ne güzel duyguları yeşertti kalbimizde …Tıpkı arkadaşınızın evlat edinmesinin Size ışık olmasi gibi Siz de pek çok kişiye ışık oldunuz, yollarını aydınlattıniz…Sizi ve Okan’i çok ama çok sevdik …Bilesiniz ki Okan’i tüm Türkiye’yle birlikte buyuteceksiniz…

    1. Merhaba Dilek Hanım,
      Amacım da tam bu.. umarım cesaret vermek ve farkındalık konusunda burada da başarılı oluruz. Çok çok teşekkür ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir